CircularsNews
February 2015

2015’e Girerken

The European Union’s Emissions Trading System (EU ETS) was extended to cover emissions from shipping as of 1st January 2024.

The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.

Each allowance gives the holder the right to emit:

  • One tonne of carbon dioxide (CO2), or;
  • The equivalent amount of other powerful greenhouse gases, nitrous oxide (N2O) and perfluorocarbons (PFCs).
  • The price of one ton of CO2 allowance under the EU ETS has fluctuated between EUR 60 and almost EUR 100 in the past two years. The total cost of emissions will vary based on the cost of the allowance at the time of purchase, the vessel’s emissions profile and the total volume of voyages performed within the EU ETS area. The below is for illustration purposes:
  • ~A 30.000 GT passenger ship has total emissions of 20.000 tonnes in a reporting year, of which 9.000 are within the EU, 7.000 at berth within the EU and 4.000 are between the EU and an outside port. The average price of the allowance is EUR 75 per tonne. The total cost would be as follows:
  • ~~9.000 * EUR 75 = EUR 675.000
  • ~~7.000 * EUR 75 = EUR 525.000
  • ~~4.000 * EUR 75 * 50% = EUR 150.000
  • ~~Total = EUR 1.350.000 (of which 40% is payable in 2024)
  • For 2024, a 60% rebate is admitted to the vessels involved. However, this is reduced to 30% in 2025, before payment is due for 100% with effect from 2026.
  • Emissions reporting is done for each individual ship, where the ship submits their data to a verifier (such as a class society) which in turns allows the shipowner to issue a verified company emissions report. This report is then submitted to the administering authority, and it is this data that informs what emission allowances need to be surrendered to the authority.
  • The sanctions for non- compliance are severe, and in the case of a ship that has failed to comply with the monitoring and reporting obligations for two or more consecutive reporting periods, and where other enforcement measures have failed to ensure compliance, the competent authority of an EEA port of entry may issue an expulsion order. Where such a ship flies the flag of an EEA country and enters or is found in one of its ports, the country concerned will, after giving the opportunity to the company concerned to submit its observations, detain the ship until the company fulfils its monitoring and reporting obligations.
  • Per the EU’s Implementing Regulation, it is the Shipowner who remains ultimately responsible for complying with the EU ETS system.

There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en

Değerli Okurlarım, sevgili dostlarım, her şeyden önce hepinize sevdikleriniz ile birlikte sevgi, huzur, sağlık, kardeşlik ve bereket dolu günler dilerim. 2015’ten dileğim tüm dünyada ve özellikle ülkemizde özlemini çektiğimiz huzura ve barışa en kısa zamanda kavuşmamız ve insanların birbirlerine saygı, sevgi ve anlayışla davranacakları günleri görmemizi bizlere sağlaması olacaktır.

Eski yazılarımın üzerinden geçerken yine bu sütunlarda 2012 ocak ayında yazdığım yazı gözüme ilişti. Kolaylık olması açısından bir iki cümleyi aynen buraya aktarıyorum.

Yıl 2012 Tekne Makine Sigorta Piyasası

Tekne Makine sigortacılarının içinde bulundukları mali güçlükler nedeni ile teknik açıdan primlerde bir artış yapmaları gerekmektedir, ancak piyasadaki kapasite fazlalığı ve rekabet temiz hasar kaydı gösteren müşterilerde prim artışlarına 2011’de izin vermemiştir; işin teknik yönünü bir tarafa bırakıp konuya sigortalılar yönünden baktığımız zaman, zaten bu ticari şartlar çerçevesinde herhangi bir prim artışının yersiz ve zamansız olduğu gerekçesi ortaya çıkacak ve giderlerini kısmak için çeşitli tedbirler arayışı içinde olan denizcilik sektörü herhangi bir prim artışını desteklemeyecekti. Bu yüzden de son iki yılda bir çok reasürans programında ve hasarlarda artışlar izlememize rağmen, bu artışlar tekne makine sigorta primlerine doğrudan yansıyamamışlardır. Eldeki veriler, bu durumun 2012’de de bu şekilde gideceğini göstermektedir.

Yıl 2012 Pandl Sigorta Piyasası

Hasarlarda özellikle deniz kirlenmesi ve personel hasarlarında, yüzde 20’Iere varan artışlar ve yatırım giderlerinin yüzde 1’i civarında dolaşması tüm grup kulüplerini zor durumda bıraktığı malûmunuzdu. Durum böyle olunca önümüzdeki yenilemelerde kulüpler istemiş oldukları cüzi genel artışlara bağlı kalacaklardır. Hatta hasar kayıtları biraz kötü olan üyelerden genel artışların üzerinde artışlar ödemelerini isteyeceklerdir.

İşte son üç yıldır içinde bulunduğumuz ikilem budur: Prim gelirlerini artırmak için çareler arayan bir sigorta sektörü ve ayakta kalabilmek için giderlerini kısmak zorunda kalan bir denizcilik sektörü. Birbirlerine çok yakın hatta birbirleri ile ilgili görünen bu iki sektörü aslında tamamen farklı çıkar çevreleri yönetmektedir. Her iki sektör de 2012’de ciddi gelir düşüşlerine maruz kalacak ama birbirlerine ihtiyaçları gereği birbirlerini desteklemeye devam edeceklerdir. Devreden çıkan yaşlı gemilerin yerini alan yeni inşa gemiler, düşen gemi değerleri her iki sektörün de gelirlerini düşürecek ve bu çark böyle devam edecektir. Gönül ister ki, bu çarkın arasında kimse kalıp yok olmasın.

Yıl Ocak 2015

Yukarıda yazılan satırlar üç yıl öncesine ait. Tarih olarak 2015 ocak yazıp aynı yazıyı şimdi yayınlamış olsaydım, hiçbir şey fark etmeyecekti, hatta rakam koymuş olsaydık her iki sektörün de durumunun daha da kötüye gittiğini görecektik. 2013 ve 2014 yıllarında her iki sektördeki hasar sayılarında cüzi dâhi olsa artışlar görüldü ancak ortalama hasar miktarlarında 2011 ve 2012’ye oranla düşüş var. Bu da tekne sigortalarında 500 bin doların üzerindeki hasarlarda adet olarak bir azalma olmasına ve Pandl’da ise Pool Hasar sayılarında (9 milyon dolar – 70 milyon dolar arası) yine bir azalma olmasına bağlı.

Gittikçe zorlaşan navlun piyasa şartlarına rağmen Pandl Primleri 2014 yılında ortalama yüzde 6.89 arttı. 2015 yılında ise uygulanan genel artışlar yüzde 0 ile yüzde 6.5 arasında değişmekte. Yenilemeler henüz bitmediğinden gerçekleşen ortalama artış oranını henüz bilmemekteyiz. Tekne Sigorta primlerinde ise şayet iyi bir hasar kaydınız var ise, son iki yıldır herhangi bir artış vermemeniz gerekmekteydi. Bu yıI da en azından yılın ilk altı ayının bu şekilde gideceğini tahmin ediyorum.

2015, denizcilerimiz için yine pek iç açıcı görünmemekte, tekne sigortalarında ise piyasa kapasitesinde birazcık bir azalma olsun, artış gösteren hasar teamülleri primlerin yükselmesini tetikleyecektir. Anlayacağınız; 2012’de bahsettiğim çark daha da sıkışarak dönmeye devam ediyor, vukuat olabilir.

No items found.