CircularsNews
May 2012

Bunları biliyor muydunuz? (II)

The European Union’s Emissions Trading System (EU ETS) was extended to cover emissions from shipping as of 1st January 2024.

The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.

Each allowance gives the holder the right to emit:

  • One tonne of carbon dioxide (CO2), or;
  • The equivalent amount of other powerful greenhouse gases, nitrous oxide (N2O) and perfluorocarbons (PFCs).
  • The price of one ton of CO2 allowance under the EU ETS has fluctuated between EUR 60 and almost EUR 100 in the past two years. The total cost of emissions will vary based on the cost of the allowance at the time of purchase, the vessel’s emissions profile and the total volume of voyages performed within the EU ETS area. The below is for illustration purposes:
  • ~A 30.000 GT passenger ship has total emissions of 20.000 tonnes in a reporting year, of which 9.000 are within the EU, 7.000 at berth within the EU and 4.000 are between the EU and an outside port. The average price of the allowance is EUR 75 per tonne. The total cost would be as follows:
  • ~~9.000 * EUR 75 = EUR 675.000
  • ~~7.000 * EUR 75 = EUR 525.000
  • ~~4.000 * EUR 75 * 50% = EUR 150.000
  • ~~Total = EUR 1.350.000 (of which 40% is payable in 2024)
  • For 2024, a 60% rebate is admitted to the vessels involved. However, this is reduced to 30% in 2025, before payment is due for 100% with effect from 2026.
  • Emissions reporting is done for each individual ship, where the ship submits their data to a verifier (such as a class society) which in turns allows the shipowner to issue a verified company emissions report. This report is then submitted to the administering authority, and it is this data that informs what emission allowances need to be surrendered to the authority.
  • The sanctions for non- compliance are severe, and in the case of a ship that has failed to comply with the monitoring and reporting obligations for two or more consecutive reporting periods, and where other enforcement measures have failed to ensure compliance, the competent authority of an EEA port of entry may issue an expulsion order. Where such a ship flies the flag of an EEA country and enters or is found in one of its ports, the country concerned will, after giving the opportunity to the company concerned to submit its observations, detain the ship until the company fulfils its monitoring and reporting obligations.
  • Per the EU’s Implementing Regulation, it is the Shipowner who remains ultimately responsible for complying with the EU ETS system.

There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en

İki sayıdır üst üste felaketler ve ölü sayıları ile sizlerin ruhunu karartıyor olabilirim ama denizcilik ile ilgilenen herkesin iyi ve kötü yönleri ile denizcilik tarihine birazcık olsun vakıf olması gerektiği görüşündeyim. Bir önceki yazımıza Tek Sing olayı ile son vermiştik, bu yazımıza başlayacağımız konu ise hepinizin aşikar olduğu Titanic Faciası.

RMS Titanic Southampton-New York arasında ilk seferini yaparken (Maiden Voyage) 14 Nisan 1912 saat 23:40’da Kuzey Atlantik Denizi’nde bir buzdağına çarpması sonucu 15 Nisan’ın ilk saatlerinde batmış ve gemide bulunan 2.216 kişiden (1.316 yolcu ve 900 mürettebat) 1.517’si Atlantiğin soğuk sularında donarak veya boğularak hayatını kaybetmişti. Titanic döneminin en büyük, en süratli ve en lüks gemisi idi. Sahibi ve işletmecisi olan White Star Line onu büyük ümitlerle Belfast’daki Harland and Wolf Tersanesi’ne sipariş etmiş ve inşası 2 yıl sürmüştü (1909-1911). Gemi 10 Nisan 1912 tarihinde Southampton Limanı’ndan hareket etmiş ve New York’a doğru seyrine başlamadan önce Fransa’nın Cherbourg ve İrlanda’nın Queenstown limanlarına uğramıştı. Southampton’dan seyrinden 4 gün sonra da New York’a varışına bir gün kala Newfoundland’ın 375 mil güneyinde bir buzdağına çarparak batmıştı. Gemide devrin en meşhur simaları ve zenginleri yolculuk yapmaktaydı, bunların arasında Amerika’nın maden kralı Benjamin Guggenheim, gayrimenkul kralı John Jacob Astor IV (Waldorf Astoria Oteli), Isidor Strauss (Macy’s) gibi isimleri sayabiliriz. Titanic olayı medyatik bir felaket olarak anılmasının yanı sıra denizde emniyeti gerektiren kuralların noksanlığı ve ihmallerin de bir sonucu olarak tarihe geçmiştir. Geminin 2.200 kişilik kapasitesi olmasına rağmen, gemide sadece 1.178 kişiye yeterli olacak filika mevcut idi. Olay sonrası ABD ve İngiltere’deki çalışmalar sonucu bugün hepimizin yakından bildiği SOLAS (International Convention for the Safety of Life at Sea) 1914’te yürürlüğe sokulmuştu. Aynen Exxon Valdez olayı sonrası OPA 90’ın yürürlüğe girdiği gibi.

Scilly Deniz Faciası, denizcilik tarihinde 22 Ekim 1707 tarihinde navigasyon hatası sonucu İngiliz Kraliyet Donanması’na ait 4 büyük savaş gemisinin Scilly Takım Adaları civarında battığı ve 1.400 denizcinin hayatını kaybettiği olaya verilen genel bir isimdir. General Sir Cloudesley Shovell komutasındaki 21 adet harp gemisi başarısız geçen Fransa, Toulon Kuşatması’ndan İngiltere’ye dönmek üzere 29 Eylül günü Cebelitarık Boğazı’ndan hareket etmişlerdi. Sürekli fırtınalı ve kötü hava şartları altında yollarına devam eden gemiler özellikle Biscay Körfezi’nde daha da sertleşen hava şartları nedeni ile rotalarından oldukça sapmışlardı. 22 Ekim 1707 tarihinde Brittany Sahilleri’ndeki Ushant Adası açıklarında olduklarını tahmin eden Sir Shovell İngiliz Kanalı’na girdiğini sanarak rahatlamış ve rotayı batıya doğru yönlendirmişti. Ancak, o esnada İngiltere Adası’nın güney batı ucu açıklarındaki etrafları kayalıklarla dolu olan Scilly Takım Adaları’nda olduğunu farkettiği zaman iş işten geçmiş, dört büyük savaş gemisi kayalıklara çarparak parçalanmış ve 1.400 denizci hayatını kaybetmişti. Batan gemilerin isimleri HMS Association, HMS Eagle, HMS Romney, HMS Firebrand idi.

Toya Maru, Hakodate-Aomori seferini yaparken Marie Tayfunu’na yakalanıp Hokkaido ve Honshu Japon Adaları arasındaki Tsugaru geçidinde 26 Eylül 1954’te sulara gömülmüş ve 1.159 canlıyı da beraberinde götürmüştü. 3.898 gross ton, 1.128 yolcu ve 120 mürettebat kapasiteli vagon ferisi olarak Japon Ulusal Demir Yolları tarafından inşa ettirilen gemi 21 Kasım 1947 yılında denize indirilmiş ve 1950 yılında radar ile tesis edilerek Japonya’nın radarlı ilk gemisi unvanını da almıştı. Tayfun Marie 26 Eylül 1954 saat 12:00 sularında da Japon Denizi’ni dövmeye başlamış ve tahminlere göre saat 17:00 gibi Tsugaru geçidine varacaktı. Saat 11:00’da Hakodate’ye varan Toya Maru aynı gün saat 14:40’da Aomori’ye hareket edecekti ancak tayfun nedeni ile kaptan saat 15:10’da seferi iptal etmişti. Akşam üzeri hava sakinleşince kaptan tayfunun geçtiği kanaatine varıp saat 18:39’da Hakodate Limanı’ndan 1.309 yolcusu ile hareket etti. Seyirden kısa bir müddet sonra tekrar patlayan hava nedeni ile liman açıklarında demir atmaya çalışan gemi rüzgar ve dalgalar nedeni ile demir tutturamayıp sürüklenmeye başladı, bu arada vagon bölümünden giren deniz suyu makine dairesini basınca makineler stop etti ve kontrolsüz kalan gemi sahile doğru sürüklenmeye başladı. Aynı gün saat 22:40’da Hakodate sahillerinden birkaç yüz metre açıkta alabora olan gemide 1.086 yolcu ve 73 mürettebat hayatını kaybetmişti. Olay sonrası kurtulanların sayısı sadece 150 idi.

Empress of Ireland, Quebec City-Liverpool seferini yaparken Saint Lawrence Seaway’de Norveç bandıralı Storstad adlı kömür gemisi ile çarpışarak batmıştı. Glasgow yakınlarındaki Fairfield Tersanesi’nde inşa edilen 14.191 gross tonluk ve 1.580 yolcu ve mürettebat kapasiteli gemi 27 Ocak 1906’da denize indirilmiş ve ilk seferini 29 Haziran 1906’da gerçekleştirmişti. Geminin sahibi İngiliz Hükümeti ile Kanada Pasific Demiryolu şirketi idi. Bunun da nedeni İngiltere’den Hong Kong’a posta akımını Kanada üzerinden sağlamak için İngiliz Hükümeti ile Kanada Pasifik Demiryolları arasında imzalanan bir anlaşma idi. Bu nedenle geminin adı RMS Empress of Ireland (Royal Mail Ship) idi. Gemi, 28 Mayıs 1914 tarihinde saat 16:30’da Quebec City’den Liverpool’a hareket eder. Gece yarısından sonra 29 Mayıs’ın ilk saatlerinde St. Lawrence geçidinde yoğun siste yoluna devam eden Emress of Ireland saat 02:00’da Storstad ile çarpışır. Sancak tarafından ciddi darbe alan gemi çarpışmadan takriben 15 dakika sonra sancak tarafına yatar ve sonra burnunun üzerine sulara gömülür. Olayda 1.012 kişi hayatını kaybeder. Kaza ile ilgili soruşturmalara Titanic araştırmasını sürdüren ve bilahare SOLAS’ın temellerini atan ve ilk başkanlığını yapan Sir John Bigham başkanlık etmişti. Soruşturma komisyonunun verdiği raporda kazanın başlıca nedenleri arasında sise ve navigasyon hatalarına değinilirken, geminin böyle kısa bir sürede batmasına ana neden olarak ise su geçirmez kapıların ve lumbuzların çoğunun açık bırakılmış olması ve buralardan içeri giren suların geminin 10 dakika gibi kısa bir sürede tamamen sancak tarafına yatmasına ve batmasına neden olduğu belirtilmişti.

No items found.