CircularsNews
March 2015

Elveda MIA 1906, Hoş geldin MIA 2015*

The European Union’s Emissions Trading System (EU ETS) was extended to cover emissions from shipping as of 1st January 2024.

The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.

Each allowance gives the holder the right to emit:

  • One tonne of carbon dioxide (CO2), or;
  • The equivalent amount of other powerful greenhouse gases, nitrous oxide (N2O) and perfluorocarbons (PFCs).
  • The price of one ton of CO2 allowance under the EU ETS has fluctuated between EUR 60 and almost EUR 100 in the past two years. The total cost of emissions will vary based on the cost of the allowance at the time of purchase, the vessel’s emissions profile and the total volume of voyages performed within the EU ETS area. The below is for illustration purposes:
  • ~A 30.000 GT passenger ship has total emissions of 20.000 tonnes in a reporting year, of which 9.000 are within the EU, 7.000 at berth within the EU and 4.000 are between the EU and an outside port. The average price of the allowance is EUR 75 per tonne. The total cost would be as follows:
  • ~~9.000 * EUR 75 = EUR 675.000
  • ~~7.000 * EUR 75 = EUR 525.000
  • ~~4.000 * EUR 75 * 50% = EUR 150.000
  • ~~Total = EUR 1.350.000 (of which 40% is payable in 2024)
  • For 2024, a 60% rebate is admitted to the vessels involved. However, this is reduced to 30% in 2025, before payment is due for 100% with effect from 2026.
  • Emissions reporting is done for each individual ship, where the ship submits their data to a verifier (such as a class society) which in turns allows the shipowner to issue a verified company emissions report. This report is then submitted to the administering authority, and it is this data that informs what emission allowances need to be surrendered to the authority.
  • The sanctions for non- compliance are severe, and in the case of a ship that has failed to comply with the monitoring and reporting obligations for two or more consecutive reporting periods, and where other enforcement measures have failed to ensure compliance, the competent authority of an EEA port of entry may issue an expulsion order. Where such a ship flies the flag of an EEA country and enters or is found in one of its ports, the country concerned will, after giving the opportunity to the company concerned to submit its observations, detain the ship until the company fulfils its monitoring and reporting obligations.
  • Per the EU’s Implementing Regulation, it is the Shipowner who remains ultimately responsible for complying with the EU ETS system.

There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en

Önümüzdeki aylarda İngiliz Parlamentosu’na sunulması beklenen Yeni Sigorta Kanun taslağı (HL Bill39) onaylandığı takdirde özellikle 1906 Deniz Sigorta Kanunu’na (1906 Marine Insurance Act)** ve 2010 üçüncü şahıslar ile ilgili kanuna (2010 Third Parties Act – Rights Against Insurers) tabi tüm sigorta poliçelerine köklü değişiklikler getirecektir. 1906 kanunu çerçevesinde yürürlükte olan beyan yükümlülüğü (Duty of Disclosure), yükümlülüklerin ihlali (Breach of Warranty), temsil haklarının transferi gibi önemli hususların genelde sigortalıların lehine olmak üzere değiştirilmesi beklenmektedir.

Kanun çıktığı zaman bence en önemli değişiklik sigortalılar ve brokerlerin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi duran beyan yükümlülüğünün (MIA 1906 Bölüm 18 MIA VE 19 MIA) dürüst sunum (Duty of Fair Presentation) yükümlülüğüne dönüştürülmesi olacaktır. MIA 1906 prensipleri uyarınca deniz sigorta mukaveleleri karşılıklı iyi niyete dayalı mukavelelerdir ve taraflardan herhangi birinde bu iyi niyet görülmediği takdirde kontrat fesh edilebilir. Bir poliçe yürürlüğe girmeden önce sigortalı, sigortalanacak riziko ile ilgili bildiği her şeyi sigortacıya beyan etmekle yükümlüdür. Bu beyanda herhangi bir aksama sigortacıya poliçeyi fesh etme hakkını verir. Yeni kanun taslağında ise poliçe yürürlüğe girmeden önce sigortalı, sigortalanacak rizikonun dürüst bir sunumunu yapmakla yükümlüdür. Dürüst sunumu ise şu şekilde tarif edebiliriz:

1) Riziko ile ilgili sigortacının bilmesi gereken, özel bir tedbir almasını gerektiren, riziko ile ilgili daha ayrıntılı araştırma yapmasını gerektiren, rizikoyu üstlenip üstlenmeyeceğine ve ne kadarlık bir prim ile üstleneceğine karar vermesini kolaylaştıran, kısacası riziko ile ilgili her türlü fiziki durumların sigortacıya beyan edilmesi.

2) Riskleri azaltan, sigortacı tarafından zaten bilinen, önceden bilinmesi gereken veya sigortacının talep etmediği bilgilerin sunulma zorunluluğu yoktur.

MIA 1906’da beyan yükümlülüğünün ihlali doğrudan poliçenin fesih hakkını sigortacıya tanımakta idi, yeni taslakta bu her ne kadar mümkünse de doğrudan bir hak olmaktan çıkmış ve belirli şartlara bağlanmış durumda. Yeni taslağa göre sigortacı yanlış beyandan dolayı yaptırım hakkına ancak aşağıdaki şartların mevcutiyetinde hak kazanıyor:

1) Beyan yükümlülüğü sigortalı tarafından bilinçli veya ihmal sonucu ihlal edilmiş ise (bu durumda sigortacı sigortayı iptal eder, hasar var ise ödemez ve primler ödenmiş ise iade etmez)

2) Beyan yükümlülüğü bilinçli veya ihmal sonucu ihlal edilmemiş ancak sigortacı, beyan edilmeyen gerçeklere şayet vakıf olsa idi bahis konusu rizikoyu üstlenmezdi. (bu durumda sigorta fesh edilir, hasarlar ödenmez ama ödenen primler iade edilir)

3) Beyan yükümlülüğü bilinçli veya ihmal sonucu ihlal edilmemiş ancak sigortacı, beyan edilmeyen gerçeklere şayet vakıf olsa idi değişik şart ve primle bahis konusu rizikoyu üstlenirdi. (Bu durumda sigortanın şartları değiştirilir ve sigortacı tarafından değiştirilen yeni şartlar ve yeni prim yürürlüğe girer.)

Sahtekarlıklar ile ilgili hasar talepleri ile ilgili yeni kanun taslağında fazla bir müsamaha gözetilmemiştir, bu da sigortanın iyi niyet ve dürüst beyana dayalı olduğunun ve yetkililerin bu hususu titizlikle korumaya çalıştıklarının bir başka örneğini teşkil eder. Sigortacı sahtekarlıkla düzenlenmiş bir hasarı ödemekle mükellef değildir, hatta ödenmiş bir hasarın gerçek dışı nedenlere dayanarak ödendiği anlaşılırsa bu hasar sigortacıya geri iade edilir. PandI Sigortaları’nda sigortalı üçüncü şahısları kontrol edemediğinden burada durum tekne makine hasarlarından daha farklıdır.

Birçok olayda sigortalıların belini kıran yükümlülükler (Warranties) dizisi MIA 2015’de de olacak ancak bunların poliçelere dahil edilmesi ve uygulanması eskisi kadar kolay olmayacak. ‘Warranty’ sözcüğünün tam karşılığı ‘yükümlülük’ değil, bunu biliyorum daha iyi bir şekilde tarif eden başka bir karşılık bulamadığım için kullanmak zorunda kaldım.

Üçüncü şahısların sigortacılara karşı hakları ile ilgili kanun 2010 tarihinde kraliyetin onayını almış ve sigortalının iflası gibi durumlarda üçüncü sahıslara doğrudan sigortacıya hasar tazminat talebinde bulunma hakkını tanımıştı. Ancak İngiltere’deki 1986 İflas Kanunu’nun (Insolvency Act) içerdiği bürokratik ve idari zorluklar bu kanunun fiilen yürürlüğe girmesine olanak tanımamıştı. Yeni taslak bu tür idari ve bürokratik zorlukları da göz önüne alarak kanununun bu bölümünü yeniden kaleme almış ve üçüncü şahısların doğrudan sorumluluk sigortacılarına tazminat müracaatlarında bulunulmasını mümkün kılmıştır. Bu yeni değişiklik PandI sigortalarındaki “önce ödeme sonra tazminat” kuralını değiştirmeyecektir. PandI sigortalarındaki “Pay to be Paid” prensibi PandI Kuralları mücibince mürettebat ölüm ve yaralanma olayları dışındaki hasarlarda aynen devam edecektir.

MIA 2015 Kraliçe tarafından onaylanmış ve Mayıs Genel Seçimleri’nden önce İngiliz Parlamentosu’ndan da geçerse her an yürürlüğe girmeye hazır durumda, ancak, taraflara sağlıklı bir geçiş döneminin sağlanabilmesi için ağustos 2016 gibi yürürlüğe girmesi bekleniyor. 110 yıldır yürürlükte olan 1906 MIA’nın bunca yıl sonra değişikliklere maruz kalması İngiliz tutuculuğundaki gevşemenin bir habercisi olabilir mi acaba? 350 yıllık Lloyd’s Kuralları’nda da son yıllarda bazı esnekliklere şahit oluyoruz. Yeni kanun taslağındaki değişikliklere sadece pratik açıdan bir değinmede bulundum, bahsetmediğim daha başka değişiklikler de mevcut, eminim hukukçu arkadaşlarım bu konuda bizleri daha ayrıntılı bir şekilde aydınlatacaklardır. Yakın geleceğin deniz sigortacılığına ne gibi değişiklikler getireceğini hep birlikte bekleyip göreceğiz.

* MIA 1906 Marine Insurance Act 1906; MIA 2015 Marine Insurance Act 2015

** Bundan böyle MIA 1906 olarak geçecektir.

*** Ayrıntılı bilgi için bakınız: The Stationary Office Ltd, Published by Authority of The House of Lords London 17th July 2014

No items found.