CircularsNews
August 2013

Kuzey Kutbunda Deniz Trafiği

The European Union’s Emissions Trading System (EU ETS) was extended to cover emissions from shipping as of 1st January 2024.

The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.

Each allowance gives the holder the right to emit:

  • One tonne of carbon dioxide (CO2), or;
  • The equivalent amount of other powerful greenhouse gases, nitrous oxide (N2O) and perfluorocarbons (PFCs).
  • The price of one ton of CO2 allowance under the EU ETS has fluctuated between EUR 60 and almost EUR 100 in the past two years. The total cost of emissions will vary based on the cost of the allowance at the time of purchase, the vessel’s emissions profile and the total volume of voyages performed within the EU ETS area. The below is for illustration purposes:
  • ~A 30.000 GT passenger ship has total emissions of 20.000 tonnes in a reporting year, of which 9.000 are within the EU, 7.000 at berth within the EU and 4.000 are between the EU and an outside port. The average price of the allowance is EUR 75 per tonne. The total cost would be as follows:
  • ~~9.000 * EUR 75 = EUR 675.000
  • ~~7.000 * EUR 75 = EUR 525.000
  • ~~4.000 * EUR 75 * 50% = EUR 150.000
  • ~~Total = EUR 1.350.000 (of which 40% is payable in 2024)
  • For 2024, a 60% rebate is admitted to the vessels involved. However, this is reduced to 30% in 2025, before payment is due for 100% with effect from 2026.
  • Emissions reporting is done for each individual ship, where the ship submits their data to a verifier (such as a class society) which in turns allows the shipowner to issue a verified company emissions report. This report is then submitted to the administering authority, and it is this data that informs what emission allowances need to be surrendered to the authority.
  • The sanctions for non- compliance are severe, and in the case of a ship that has failed to comply with the monitoring and reporting obligations for two or more consecutive reporting periods, and where other enforcement measures have failed to ensure compliance, the competent authority of an EEA port of entry may issue an expulsion order. Where such a ship flies the flag of an EEA country and enters or is found in one of its ports, the country concerned will, after giving the opportunity to the company concerned to submit its observations, detain the ship until the company fulfils its monitoring and reporting obligations.
  • Per the EU’s Implementing Regulation, it is the Shipowner who remains ultimately responsible for complying with the EU ETS system.

There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en

Küresel ısınma sonucu Kuzey Kutbu’ndaki buzulların erimesi bir çoğumuz için ekolojik açıdan bir çevre faciası olarak nitelendirilmekte ise de bu erimenin sonucunda Kuzey Kutbu’nun daha geniş bir sahasının yıl içinde daha uzun bir süre deniz trafiğine açılabileceği gerçeği de bölgeye ciddi bir canlılık getirecektir. Her geçen yıl Rusya’nın Kuzey Sahilleri’ndeki deniz trafiğine açık olan süre artmakta ve Avrupa Limanları ile Doğu Asya limanları arasındaki mesafe gittikçe kısalmaktadır.

Kuzey Kutbu buzulları Eylül 2012’de rekor düzeyde düşük seviyelere ulaştı, bazı bilim adamlarının tezlerine göre 2040 yılına gelindiğinde bölgede yazlar buzulsuz geçecek. 2012’de Kuzey Kutbu 6 ay kadar deniz trafiğine açıktı ve kasım ayına kadar bölgede seyreden LNG gemilerine rastlandı. Uzmanlar önümüzdeki 8 yıl zarfında Kuzey Kutbu deniz trafiğinde 30 mislilik bir artış öngörmekte ve 2030’da Avrupa/Asya arasındaki deniz trafiğinin yüzde 30‘unun bu bölgeden geçeceğini tahmin etmekteler. Kuzey Kutbu’nda, bu yıl 1,5 milyon ton olması beklenen deniz taşımacılığı hacminin 2021’de 40 milyon tonu bulacağı söylenip yazılmaktadır. Bölgedeki Konteyner taşımacılığı 2030’da 1.4 milyon teu ve 2050’de 2.5 milyon teu’yu bulacaktır, bu sayı bölgede çalışabilecek konteyner gemilerinin büyüklüklerini düşünecek olursak 850 transit demektir (tek yönlü).

Bölgedeki deniz trafiğini daha cazip hale getirebilmek için Rusya bu yıl draft kısıtlamalarında esneklik getirerek 100 bin dwt’ye kadar olan gemilerin geçişlerine müsaade etti ve buz klası olmayan gemilerin de geçişine 2 ay süreyle izin verildi. Başta Rusya olmak üzere bölge ülkeleri deniz trafiğinin çoğalması için çaba sarfediyorlar ancak zamanla artacak olan, Balıkçı, Cruise, Askeri, Tanker, LNG, LPG, Römorkör ve barj hareketleri yöre denizlerindeki can ve mal güvenliği açısından ciddi sorunları da beraberinde getirecektir. Sorunsuz büyüme doğanın karakterine aykırı olduğundan bu bölgede de trafik yoğunlaştıkça deniz kazaları ve çevre kirliliği gibi sorunlar da artacaktır.

Likid taşımacılığının büyük bir kısmının double hull tankerler ile yapılmasına rağmen Kuzey Kutbu’nun Doğu Limanlarından Sibirya içlerine Doğru yapılan akaryakıt taşımacılığı hala eski ve double bottom’ı olmayan tankerler ile yapılmaktadır. Bu da herhangi bir kaza sonunda ciddi bir petrol sızıntısı ve deniz kirliliği riski oluşturmaktadır. Yüzen tehlikelerin yanısıra yumuşayan iklim şartları bölgede petrol ve doğal gaz arama çalışmalarını da hızlandıracak olduğundan, kurulacak platformlar da deniz ve çevrenin ekolojik yapısı için ciddi riskler oluşturacaklardır.

Ticaretin artması ile doğabilecek bu riskler bir yerde normaldir ancak bölgenin trafiğe düzenli bir şekilde açılabilmesi için gereken önemli bir husus var ki bu husus hiçbir zaman göz ardı edilmemeli. Şu anda bölgenin büyük bir kısmı buzullar ile kaplı olduğundan, yöreye ait Deniz Haritaları, derinlik bilgileri, denizcilere yayınlanan notaların çoğu güncelliğini yitirmiş ve/veya doğrulukları hakkında ciddi şüpheler olan belgelerdir. Kuzey kutbun haritalanmış bölgelerinin son survey çalışmaları 1800’lerde kalmıştır. 1960’dan bu yana Alaska’nın Kuzey ve Batı sahillerinin büyük bir kısmında harita çalışması yapılmamaktadır. Sonuç olarak bölgedeki deniz haritalarına olan güven çok alt düzeylerdedir.

Bazılarımızın ömrü 2030’ları veya 2050’leri görmeye yetmeyebilir ama Kuzey Kutbu’ndaki gelişmeler her geçen yıl gözle görülebilecek şekilde ilerleyeceğinden hepimiz bu gelişmelere yakinen şahit olacağız, kim bilir belki de Kuzey Kutbu’ndaki buzulların erimesi denizciliğin içinde bulunduğu krizden çıkmasına yardımcı dahi olabilir.

No items found.