CircularsNews
February 2013

Nordic Plan'de Çatışma Sorumluluğu

The European Union’s Emissions Trading System (EU ETS) was extended to cover emissions from shipping as of 1st January 2024.

The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.

Each allowance gives the holder the right to emit:

  • One tonne of carbon dioxide (CO2), or;
  • The equivalent amount of other powerful greenhouse gases, nitrous oxide (N2O) and perfluorocarbons (PFCs).
  • The price of one ton of CO2 allowance under the EU ETS has fluctuated between EUR 60 and almost EUR 100 in the past two years. The total cost of emissions will vary based on the cost of the allowance at the time of purchase, the vessel’s emissions profile and the total volume of voyages performed within the EU ETS area. The below is for illustration purposes:
  • ~A 30.000 GT passenger ship has total emissions of 20.000 tonnes in a reporting year, of which 9.000 are within the EU, 7.000 at berth within the EU and 4.000 are between the EU and an outside port. The average price of the allowance is EUR 75 per tonne. The total cost would be as follows:
  • ~~9.000 * EUR 75 = EUR 675.000
  • ~~7.000 * EUR 75 = EUR 525.000
  • ~~4.000 * EUR 75 * 50% = EUR 150.000
  • ~~Total = EUR 1.350.000 (of which 40% is payable in 2024)
  • For 2024, a 60% rebate is admitted to the vessels involved. However, this is reduced to 30% in 2025, before payment is due for 100% with effect from 2026.
  • Emissions reporting is done for each individual ship, where the ship submits their data to a verifier (such as a class society) which in turns allows the shipowner to issue a verified company emissions report. This report is then submitted to the administering authority, and it is this data that informs what emission allowances need to be surrendered to the authority.
  • The sanctions for non- compliance are severe, and in the case of a ship that has failed to comply with the monitoring and reporting obligations for two or more consecutive reporting periods, and where other enforcement measures have failed to ensure compliance, the competent authority of an EEA port of entry may issue an expulsion order. Where such a ship flies the flag of an EEA country and enters or is found in one of its ports, the country concerned will, after giving the opportunity to the company concerned to submit its observations, detain the ship until the company fulfils its monitoring and reporting obligations.
  • Per the EU’s Implementing Regulation, it is the Shipowner who remains ultimately responsible for complying with the EU ETS system.

There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en

Tekne sigortası, ilke olarak “önce öde sonra tazmin ol” prensibine dayanan bir kaza, diğer bir deyimle maddi hasar sigortasıdır. Temel görevi gemiyi, yani tekneyi ve makinalarını, yedek parçalarını ve gemide bulunan ekipmanları herhangi bir deniz kazası sonucu maruz kalacakları zarar ve kayıplara karşı teminat altına almaktır. Buna ek olarak, Norveç Deniz Sigorta Planı’na göre (eski adı ile Norwegian Marine Insurance Plan, yeni adı ile Nordic Plan 2013) tekne sigortası bir geminin çatışma sorumluluğunu da teminat altına almaktadır. Kurallar icabı almasına almaktadır da, bir çatışma sonucu ortaya çıkan sorumlulukların tümünü tekne sigortası teminat altına alıyor diye bir durum tabiiki söz konusu olmayıp, her zaman Pandi sigortasının varlığı gerekli görülmektedir.

Bir çatışma esnasında tekne sigortasının çatışma sorumluluğu, karşı geminin sadece, zaman kaybı dahil olmak üzere, maddi hasarlarını karşılar, bir başka deyişle gemiye verilen zararları karşılar ve tekne sigortasının azami limiti, hukuki masraflar dahil, poliçedeki sigortalı meblağı aşamaz. Bahis konusu çatışma sonucu sigortalı geminin tam ziya olması halinde sigortalı meblağ limiti karşı geminin hasarlarını ödemek için ikinci kez uygulanır. Bu arada sigortalının toplam hukuki sorumluluğu şayet tekne sigortasındaki sigortalı meblağı aşıyorsa aşan miktarı PandI Klübü devreye girerek artan çatışma sorumluluğu kuralı tahtında (Excess Collision Liability) karşılar. Burada üzerinde durmamız gereken çok önemli iki husus var; bunlardan biri tekne sigortasının devreye girmesi için sigortalı geminin karşı gemiye veya cisme doğrudan doğruya fiziki bir temas sonucu hasar vermesi gerekmektedir. İkincisi ise tekne sigortası karşı geminin sadece çatışmadan kaynaklanan maddi tekne hasarlarını ve zaman kaybını karşılar demiştik. Çatışma sonucu meydana gelen can kaybı, yaralanma ve kargo hasarlarını çarpan geminin tekne sigortası karşılamaz. Her iki maddede belirttiğim hususlar Pandi klüp teminatina giren rizikolardır. Bu noktada Institute Time Clause’ları ile Nordic Plan’ın da birbirinden ayrıldığı bir örnek gösterebilirim. Bir gemi yanaşma manevraları esnasında yarattığı dalgalar ile iskelede yanaşmış olan bir başka geminin iskeleye aşırı yaslanması sonucu hasar görmesine neden oluyor diyelim. Bu örnekte manevra yapan gemi diğer geminin hasarlanmasına neden oluyor ama hasar doğrudan bir temas sonucu olmadığından teminat tekne sigortasına değil Pandi klüp sigortasına girer (wash damage). Aynı gemi, o esnada iskeleden ayrılmakta olan bir başka gemi ile tam çarpışmak üzere iken ani bir manevra sonucu çatışmayı atlatır ama bu manevra esnasında yarattığı dalgalar iskeledeki bir başka geminin hasar görmesine neden oldu diyelim. Bu tekne hasarını önlemek için yapılan bir manevra olduğundan sonuçları da Nordic Plan’a göre tekne sigortası tarafından karşılanır ancak aynı riziko ITC’u tahtında nedeni ne olursa olsun teminat haricidir ve Pandi klüp teminatına girer.

Gördüğünüz gibi birbirine benzer rizikoların her iki sigorta türü (tekne ve Pandi) tarafından teminat altına alınması zihinlerde ve de hasar tazminleri esnasında ciddi anlaşmazlıklar ve sorunlar yaratmaktadır. Buna ek olarak, bir çatışma sonucu her iki taraf da zararlarının ödeneceğini garanti altına alabilmek için birbirlerinden teminat mektubu isterler. Tekne sigortacılarının bünyesinde teminat mektubu verme mekanizması ve sistemi oluşturulmamıştır. Bu yüzden tekne sigortacılarının bu tür olaylarda teminat mektubu vermeleri hem masraflı olur hem de zaman alır, çünkü bunu üçüncü şahıslardan temin ederler. Diğer taraftan P and I Klüpleri normal şartlar altında şayet sigorta teminatında bir sorun yok ise bu tür bir teminatı anında verebilirler.

Tarihsel nedenler yüzünden, Nordic Plan’a göre 4/4’ü, ITC’ye göre 3/4’ü tekne sigortası teminatına dahil edilen çatışma sorumluluğunun 4/4’ünün gün geçtikçe P and I Klüpleri tarafından teminat altına alındığını görmekteyiz. Uygulamada yüzde 100’e yakın bir oranda çatışma sorumluluğu tamamen PandI Klüpleri tarafından teminat altına alınıyor ise yetkililere buradan sesleniyor ve sürekli zihinleri karıştıran bir unsur olan çatışma sorumluluğunun tekne sigortası klozlarından tamamen çıkartılmasını öneriyorum. Bunu sağlayabildiğimiz zaman bir çatışma esnasında tekne sigortası ile Pandi sigortası arasındaki gri alanlar ortadan kalkmış olacaktır.

No items found.