CircularsNews
October 2016

Omni: Hizmet kalitemizin sırrı sürekli eğitim ve gelişim

The European Union’s Emissions Trading System (EU ETS) was extended to cover emissions from shipping as of 1st January 2024.

The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.

Each allowance gives the holder the right to emit:

  • One tonne of carbon dioxide (CO2), or;
  • The equivalent amount of other powerful greenhouse gases, nitrous oxide (N2O) and perfluorocarbons (PFCs).
  • The price of one ton of CO2 allowance under the EU ETS has fluctuated between EUR 60 and almost EUR 100 in the past two years. The total cost of emissions will vary based on the cost of the allowance at the time of purchase, the vessel’s emissions profile and the total volume of voyages performed within the EU ETS area. The below is for illustration purposes:
  • ~A 30.000 GT passenger ship has total emissions of 20.000 tonnes in a reporting year, of which 9.000 are within the EU, 7.000 at berth within the EU and 4.000 are between the EU and an outside port. The average price of the allowance is EUR 75 per tonne. The total cost would be as follows:
  • ~~9.000 * EUR 75 = EUR 675.000
  • ~~7.000 * EUR 75 = EUR 525.000
  • ~~4.000 * EUR 75 * 50% = EUR 150.000
  • ~~Total = EUR 1.350.000 (of which 40% is payable in 2024)
  • For 2024, a 60% rebate is admitted to the vessels involved. However, this is reduced to 30% in 2025, before payment is due for 100% with effect from 2026.
  • Emissions reporting is done for each individual ship, where the ship submits their data to a verifier (such as a class society) which in turns allows the shipowner to issue a verified company emissions report. This report is then submitted to the administering authority, and it is this data that informs what emission allowances need to be surrendered to the authority.
  • The sanctions for non- compliance are severe, and in the case of a ship that has failed to comply with the monitoring and reporting obligations for two or more consecutive reporting periods, and where other enforcement measures have failed to ensure compliance, the competent authority of an EEA port of entry may issue an expulsion order. Where such a ship flies the flag of an EEA country and enters or is found in one of its ports, the country concerned will, after giving the opportunity to the company concerned to submit its observations, detain the ship until the company fulfils its monitoring and reporting obligations.
  • Per the EU’s Implementing Regulation, it is the Shipowner who remains ultimately responsible for complying with the EU ETS system.

There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en

30 yılı aşkın süredir Türk deniz sigortacılığı sektöründe brokerlik hizmeti veren Omni Sigorta Brokerliği’nin iki genç Yönetim Kurulu Üyesi Karin Taşcıyan ve Bilge Kaya son dönemde deniz sigortacılığında yaşanan gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaştı. Önümüzdeki dönemde de hizmet kalitesiyle sektörde fark yaratacaklarını ifade eden Omni Yönetim Kurulu Üyesi Karin Taşcıyan “Deniz sigortacılığı sektöründe hem Türkiye dahilinde hem uluslararası platformda hizmet sunarak fark yaratıyoruz” dedi.

“Hedefimiz; yaratıcı, kalite odaklı ve tecrübeli ekibimiz ile denizcilik ve deniz sigortacılığı sektöründe hızlı, kaliteli, verimli ve sonuca odaklı çözümler yaratmak. Şirketimiz, Deniz Sigortacılığı konusunda Türkiye’de hep ilklere imzasını atmış bir kurum. Kurucularımız; Armatörlerimize, Gemi İşletmecilerimize, Kiracılarımıza kısacası tüm Denizcilik Camiasına ilk olarak uluslararası sigorta piyasalarını açan piyasa önderleridir. Bu ilkler ve tecrübe birikimi üzerine oluşturduğumuz hizmet anlayışlı prensipler sayesinde de piyasa liderliğimizi her zaman korumaktayız.

Müşterilerimizden aldığımız güç ve uluslararası sigortacılardan ve PandI Kulüplerinden aldığımız destek sayesinde, Yerel ve uluslararası müşterilerimize dünyanın belli başlı sigorta piyasalarının kalbine ulaşma imkanı sağlamaktayız. Bunun da geri dönüşü; müşterilerimize en hızlı yoldan ve minimum maliyetle uluslararası standartlarda layık oldukları hizmeti sunabilmektir.

Müşterilerimize, Nakliyat ve Nakliyat Dışı konularında sunduğumuz sigorta teminatlarımız mevcuttur. Ancak uzmanlık alanımız nakliyat olduğundan bu konuda sunduğumuz sigorta türleri her türlü riski karşılıyor."

“Türk Ticaret Filosu büyüdükçe sigorta primleri düşüyor”

Türk deniz ticaret filosunun 2000’li yıllardan itibaren sayı ve tonaj olarak belirgin bir artış gerçekleştirdiğini ifade eden Karin Taşcıyan, bunun sigorta primlerinde düşüşe yol açtığını belirtti.

“Mevcut durum itibarıyla yaklaşık 2,000 adet gemiye hizmet veriyoruz. Portföyümüzdeki gemi tiplerine gelince, Balıkçı teknelerinden, yolcu motorlarından tutun Cape Size,Bulk Carrier, VLCC, LPG, LNG gibi gemi tiplerine kadar geniş bir skalada, kruvaziyer gemileri hariç, her türlü gemi mevcut.

Deniz ticaret filomuzun sayı ve tonaj olarak son 15-20 yılda belirgin bir şekilde artması aslında dünya averajlarına uyumlu bir gelişme. Demek istediğim, Türk Ticaret Filosundaki artış ile Dünya Deniz Ticaret Filosundaki artış aynı oranlarda oldu. Buna paralel olarak Liman, Terminal ve Marinalarımızdaki kapasite artışı; tersanelerimizin özellikle bakım ve onarım konusunda Orta Doğu’da birinci sıraya yükselmesi, doğal olarak Dünya sigorta piyasalarının dikkatlerini ülkemize yoğunlaştırmalarına neden oldu demek, pek yanıltıcı olmaz. Bu durum, armatörlerimiz, işletmecilerimiz kısacası tüm potansiyel sigortalılarımız için rekabetçi bir ortam yaratmıştır. Sonuç olarak sigorta primlerindeki bu yumuşama, denizcilik sektörünü ciddi bir şekilde etkileyen küresel ekonomik daralmayı fazlasıyla hisseden armatörlerimiz için az da olsa bir avantaj oluşturmuştur.

Yerel ve yabancı brokerlerin uzun yıllar faaliyet gösterdiği ülkemizde, deniz sigorta piyasası olgun ve rekabetçi bir yapıya sahip. Faaliyet gösteren broker ve sigortacı meslektaşlarımız, iyi eğitimli, kendini yetiştirmiş, dünyadaki gelişim ve değişimlere entegre olmuş kişiler. Büyük farkla piyasa liderliğini koruyan şirketimiz, deneyimli ve profesyonel broker ve hasar yönetim ekibi ile piyasanın bu yüksek tecrübe ve kalite düzeyine uyum sağlayarak denizcilik camiasına en iyi hizmeti sunmaktadır.”

“Türk Deniz Sigortacılığı yeterince tanıtılmıyor”

Türk deniz sigortacılığının diğer sigorta dallarına oranla çok daha fazla gelişim gösterdiğini kaydeden Bilge Kaya, bu gelişimin devamlılığını sağlamak için düzenlediği seminer ve eğitimlerin önemine dikkat çekti.

“Elementer dallarda gelişmiş ülkelerdeki sigortacılık düzeyine henüz erişememiş olmamıza rağmen, Deniz sigortacılığında bu durum daha olumlu bir tablo çizmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki hukuki alt yapının yeterliliği, sermaye piyasalarının güçlü olması ve eğitimli insan sayısının çokluğu gibi sebeplerle sigorta bilincinin yerleşmesi, sektörün kolayca büyüyüp yayılabilmesine neden olmuştur. Bizde ise, bunlar yavaş yavaş oluştuğu için aynı düzeye gelebilmemiz biraz zaman alacaktır.

Deniz Sigortacılığı küresel bir sektör olduğu için dünya genelindeki oluşumlara ve yeniliklere anında uyum sağlamak zorundasınız. Aksi takdirde piyasanın gerisinde kalır ve temsil ettiğiniz sigortalılarınıza dünya standartlarında bir hizmeti veremez duruma düşersiniz. Türkiye’de sektörün hak ettiği yerde olmamasının en önemli sebeplerinden biri de, sigortacılığın etkin bir şekilde tanıtımının bugüne kadar yapılmamasıdır. Bizler uzun zamandan beri bu görevi kendi çapımızda üstlenmiş durumdayız. PandI kulüplerinin, yerli ve yabancı sigortacıların, yerel ve yabancı hukuk firmalarımızın katkıları ile tertiplediğimiz seminerler ile camiamıza bir hizmet sağlamış oluyor aynı zamanda kendimizin ve piyasanın bilgi düzeyinin artmasına yardımcı oluyoruz. Bununla da yetinmeyip, personelimizi yurt dışındaki sigorta şirketleri ve hukuk firmaları tarafından düzenlenen eğitim seminerlerine göndererek bilinç ve tecrübe düzeylerinin gelişmesine yardımcı olmaktayız. Ülkemizde de, Milli Reasürans ve Sigorta ve Reasurans Şirketleri Birliği tarafından düzenlenen birçok panel ve eğitim seminerleri mevcuttur. Bu eğitimler bu mesleğe emek vermiş eğitimciler tarafından verilmektedir. Bu hususa neden bu kadar önem veriyoruz, çünkü sigortacılığı çevreye anlatacak ve en iyi tanıtımını yapacak olan kişilerin sigorta sektöründe yetişmiş kişilerden seçilmesi gerekir. Bir de sigorta kapasitesinin fazlalığı, sektörün kalbi olan ve diğer tüm yan sektörleri besleyen armatörler için olumlu bir avantajdır. Fiyat ve şartların daha kolay elde edilebilir olmasının yanında sigortacısı ile düzgün ilişkisi bulunan doğru bir broker ile çalışmaları, armatörlerin yaşayabilecekleri sorunların kolayca çözülmesi olarak düşünülmelidir.

Brokerlerin ana amacı; sigorta şirketi karşısında müşteriyi en iyi şekilde temsil etmektedir. Bizler, OMNI ekibi olarak sigorta şirketi seçimlerinde tamamen tarafsız ve bağımsız aynı zamanda müşterimizin gemi portföyüne uygun sigorta şirketi odaklı ön hazırlıkları yapan ve müşterilerin talepleri doğrultusunda hareket ederek en uygun poliçeyi tanzim etmeyi hedefleyen bir kurumuz. Ayrıca tamamen müşterinin ihtiyaçlarina odaklı müşteriye özel sigorta şartları hazırlayıp, sigorta şirketi tarafından da kabul edilmesine çalışan bir yapımız var. Sigortayı diğer ürünlerden ayıran en önemli özellik, sigortanın geleceğe dönük bir hizmet olması ve gelecekte ortaya çıkacak bir ihtiyacı gidermek amacıyla satın alınmasıdır. Sigorta bir tür güvencedir bu nedenle tüm sigorta ilişkileri her şeyden önce tam bir güven anlayışına dayandırılmalıdır. Sigortacı, Sigortalı ve broker birbirlerine güven bağları ile bağli ayrılmaz bir bütündür.”

No items found.