The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.
Each allowance gives the holder the right to emit:
There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:
https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605
https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en
https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en
Değerli Okurlarım, sevgili dostlarım, her şeyden önce hepinize sevdikleriniz ile birlikte sevgi, huzur, sağlık, kardeşlik ve bereket dolu günler dilerim. 2015’ten dileğim tüm dünyada ve özellikle ülkemizde özlemini çektiğimiz huzura ve barışa en kısa zamanda kavuşmamız ve insanların birbirlerine saygı, sevgi ve anlayışla davranacakları günleri görmemizi bizlere sağlaması olacaktır.
Eski yazılarımın üzerinden geçerken yine bu sütunlarda 2012 ocak ayında yazdığım yazı gözüme ilişti. Kolaylık olması açısından bir iki cümleyi aynen buraya aktarıyorum.
Yıl 2012 Tekne Makine Sigorta Piyasası
Tekne Makine sigortacılarının içinde bulundukları mali güçlükler nedeni ile teknik açıdan primlerde bir artış yapmaları gerekmektedir, ancak piyasadaki kapasite fazlalığı ve rekabet temiz hasar kaydı gösteren müşterilerde prim artışlarına 2011’de izin vermemiştir; işin teknik yönünü bir tarafa bırakıp konuya sigortalılar yönünden baktığımız zaman, zaten bu ticari şartlar çerçevesinde herhangi bir prim artışının yersiz ve zamansız olduğu gerekçesi ortaya çıkacak ve giderlerini kısmak için çeşitli tedbirler arayışı içinde olan denizcilik sektörü herhangi bir prim artışını desteklemeyecekti. Bu yüzden de son iki yılda bir çok reasürans programında ve hasarlarda artışlar izlememize rağmen, bu artışlar tekne makine sigorta primlerine doğrudan yansıyamamışlardır. Eldeki veriler, bu durumun 2012’de de bu şekilde gideceğini göstermektedir.
Yıl 2012 Pandl Sigorta Piyasası
Hasarlarda özellikle deniz kirlenmesi ve personel hasarlarında, yüzde 20’Iere varan artışlar ve yatırım giderlerinin yüzde 1’i civarında dolaşması tüm grup kulüplerini zor durumda bıraktığı malûmunuzdu. Durum böyle olunca önümüzdeki yenilemelerde kulüpler istemiş oldukları cüzi genel artışlara bağlı kalacaklardır. Hatta hasar kayıtları biraz kötü olan üyelerden genel artışların üzerinde artışlar ödemelerini isteyeceklerdir.
İşte son üç yıldır içinde bulunduğumuz ikilem budur: Prim gelirlerini artırmak için çareler arayan bir sigorta sektörü ve ayakta kalabilmek için giderlerini kısmak zorunda kalan bir denizcilik sektörü. Birbirlerine çok yakın hatta birbirleri ile ilgili görünen bu iki sektörü aslında tamamen farklı çıkar çevreleri yönetmektedir. Her iki sektör de 2012’de ciddi gelir düşüşlerine maruz kalacak ama birbirlerine ihtiyaçları gereği birbirlerini desteklemeye devam edeceklerdir. Devreden çıkan yaşlı gemilerin yerini alan yeni inşa gemiler, düşen gemi değerleri her iki sektörün de gelirlerini düşürecek ve bu çark böyle devam edecektir. Gönül ister ki, bu çarkın arasında kimse kalıp yok olmasın.
Yıl Ocak 2015
Yukarıda yazılan satırlar üç yıl öncesine ait. Tarih olarak 2015 ocak yazıp aynı yazıyı şimdi yayınlamış olsaydım, hiçbir şey fark etmeyecekti, hatta rakam koymuş olsaydık her iki sektörün de durumunun daha da kötüye gittiğini görecektik. 2013 ve 2014 yıllarında her iki sektördeki hasar sayılarında cüzi dâhi olsa artışlar görüldü ancak ortalama hasar miktarlarında 2011 ve 2012’ye oranla düşüş var. Bu da tekne sigortalarında 500 bin doların üzerindeki hasarlarda adet olarak bir azalma olmasına ve Pandl’da ise Pool Hasar sayılarında (9 milyon dolar – 70 milyon dolar arası) yine bir azalma olmasına bağlı.
Gittikçe zorlaşan navlun piyasa şartlarına rağmen Pandl Primleri 2014 yılında ortalama yüzde 6.89 arttı. 2015 yılında ise uygulanan genel artışlar yüzde 0 ile yüzde 6.5 arasında değişmekte. Yenilemeler henüz bitmediğinden gerçekleşen ortalama artış oranını henüz bilmemekteyiz. Tekne Sigorta primlerinde ise şayet iyi bir hasar kaydınız var ise, son iki yıldır herhangi bir artış vermemeniz gerekmekteydi. Bu yıI da en azından yılın ilk altı ayının bu şekilde gideceğini tahmin ediyorum.
2015, denizcilerimiz için yine pek iç açıcı görünmemekte, tekne sigortalarında ise piyasa kapasitesinde birazcık bir azalma olsun, artış gösteren hasar teamülleri primlerin yükselmesini tetikleyecektir. Anlayacağınız; 2012’de bahsettiğim çark daha da sıkışarak dönmeye devam ediyor, vukuat olabilir.