The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.
Each allowance gives the holder the right to emit:
There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:
https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605
https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en
https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en
AZALAN HASARLAR VE KAYGILAR
2013 yilinda tam ziya ile sonuçlanan deniz kazalarinin sayisi bir önceki yila oranla %13 düşerek 94 adet ile sinirli kalmişti. Tam ziya nedenlerinin başında 50% ile kötü hava şartları gelirken , karaya oturma şekilleri ikinci gelmektedir (25%). Emtea Sigortalarinda ise 2013de $ 400 Milyon ile M.V. MOL Comfort'daki konteyner hasarları birinci sirada yer almakta. Coğrafya yönteminden tam ziya ile sonuçlanan deniz kazalarının başını Asya Kıtası, özellikle Çin Denizi, İndonezya, Filipinler, Japonya ve Kore çevresindeki denizler, çekmektedir. Bu bölgelerdeki yolcu gemisi kazalarının çokluğu bu tür gemilerdeki güvenlik zafiyetini acıkça gözler önüne serpiştirmiştir. Kismi hasarla sonuçlanan deniz kazalarinin liste başı ise Doğu Akdeniz ve Karadeniz'dir. 2013 de kismi hasarla sonuçlanan 2,596 deniz kazasının 464'ü Doğu Akdeniz ve Karadeniz'de buharlaşmıştı. Bu arada Hind Okyanusundaki korsan saldirilari da 2013 ve 2014'de yok denecek kadar azalmıştır.
Demek istediğim,önceki yillarla karşılaştırıldığında sigortayı etkileyen deniz kazalarinda gözle görünür bir azalma var ve bu azalma 2014 yilinda da ayni şekilde devam etmekte ancak yeni inşa şişe listelerindeki özellikle aşiri büyüklekti konteyner gemileri, Kuzey Kutpunun kismen dahi seyr-ü sefere acilmesi, alternatif yakit kullanma özelliğine sahip ekonomik özellikli gemi makinelerin devreye girmesi ama bu tür makinelerin bakimi ve kullanımı ile ilgili eğitim düzeninin henüz yetersiz olması önümüzdeki yillarda özellikle makine hasarlarina dayali sofistike hasar dosyalarinin geleceğinin şimdi habercisi gibi.
Geçen yil ilk olarak boyu 400 Metreyi aşan 18.000 TEU'luk konteyner gemisinin sefere başlamasına şahit olduk, elde edilen bilgilere göre 2018'de 24.000 TEU kapasiteli gemiler denize indirilecek. Bu boyda bir geminin herhangi bir limanda kazaya karismasi sonucu o limanin maruz kalacağı kar kayiplarini düzenlemek istemiyorum. Böyle bir geminin karaya oturması sonucu 18,000 konteynerin tahliye edilmesi nereden bakarsaniz bir yili alir, yine böyle bir gemi açık denizde bir makine arızasi yaptığında, onu çekebilecek güçte bir öfke gemiye ulaşmasının ne kadar zaman alacağı hususunda tahmin yürütmek şu an imkansız.
Kuzey Kutup deniz yollarının trafige aciliyeti ise bir başka korkunç rüya, bu konuya daha önceki yazılarımda değildim. 2002/2007 ARASİ YILDA ORTALAMA 7 GEMİ KUZEY KUTUPUNDAN GEÇERKEN 2009/2013 ARASI BU SAYI YILDA ORTALAMA 45 SEFERE ÇIKMIŞTIR. Buralarda vukubulacak bir makine arızasi veya karaya oturma olayı sonucu kurtarma yardim temini diğer coğrafya bölgelere kıyasla, tabii ki daha çok zor olacakdir belki de, hava şartlarına bağlı olarak, mümkün olamiyacaktır.
Bir başka gelişme de yakit olarak LNG kullanan gemilerin devreye girmesi. Dünya'nın bir çok limanında LNG yakit sevkiyatı henüz mümkün değil ve bu konuda gerekli tedbirlerin henüz alınmadığı gibi hem karada hem de gemi'de gerekli eğitimlerin de verilmediği hususunda ciddi ifadeler var.
Dostlarım diyerek, teknoloji ilerliyor ve bununla birlikte daha hızlı, daha ekonomik ve daha verimli gemiler inşa ediliyor ama bu ilerlemenin beraberinde getirdiği riskleri de göz ardi etmememiz ve kendimizi artan bu risklere karşı hazırlıklarımız gerektiği düşünüyorsundeyim.