CircularsNews
January 2010

Yemen'deki Sorunlar

The European Union’s Emissions Trading System (EU ETS) was extended to cover emissions from shipping as of 1st January 2024.

The EU ETS is limited by a 'cap' on the number of emission allowances. Within the cap, companies receive or buy emission allowances, which they can trade as needed. The cap decreases every year, ensuring that total emissions fall.

Each allowance gives the holder the right to emit:

  • One tonne of carbon dioxide (CO2), or;
  • The equivalent amount of other powerful greenhouse gases, nitrous oxide (N2O) and perfluorocarbons (PFCs).
  • The price of one ton of CO2 allowance under the EU ETS has fluctuated between EUR 60 and almost EUR 100 in the past two years. The total cost of emissions will vary based on the cost of the allowance at the time of purchase, the vessel’s emissions profile and the total volume of voyages performed within the EU ETS area. The below is for illustration purposes:
  • ~A 30.000 GT passenger ship has total emissions of 20.000 tonnes in a reporting year, of which 9.000 are within the EU, 7.000 at berth within the EU and 4.000 are between the EU and an outside port. The average price of the allowance is EUR 75 per tonne. The total cost would be as follows:
  • ~~9.000 * EUR 75 = EUR 675.000
  • ~~7.000 * EUR 75 = EUR 525.000
  • ~~4.000 * EUR 75 * 50% = EUR 150.000
  • ~~Total = EUR 1.350.000 (of which 40% is payable in 2024)
  • For 2024, a 60% rebate is admitted to the vessels involved. However, this is reduced to 30% in 2025, before payment is due for 100% with effect from 2026.
  • Emissions reporting is done for each individual ship, where the ship submits their data to a verifier (such as a class society) which in turns allows the shipowner to issue a verified company emissions report. This report is then submitted to the administering authority, and it is this data that informs what emission allowances need to be surrendered to the authority.
  • The sanctions for non- compliance are severe, and in the case of a ship that has failed to comply with the monitoring and reporting obligations for two or more consecutive reporting periods, and where other enforcement measures have failed to ensure compliance, the competent authority of an EEA port of entry may issue an expulsion order. Where such a ship flies the flag of an EEA country and enters or is found in one of its ports, the country concerned will, after giving the opportunity to the company concerned to submit its observations, detain the ship until the company fulfils its monitoring and reporting obligations.
  • Per the EU’s Implementing Regulation, it is the Shipowner who remains ultimately responsible for complying with the EU ETS system.

There are a number of great resources on the regulatory and practical aspects of the system – none better than the EU’s own:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A02003L0087-20230605

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/reducing-emissions-shipping-sector_en

https://climate.ec.europa.eu/eu-action/eu-emissions-trading-system-eu-ets/what-eu-ets_en

Sayın Bay / Bayan,

Beazley Insurance Group tarafından yayınlanan aşağıdaki haber, Yemen'de son dönemde yaşanan çalkantılara dikkat çekmeye çalışmaktadır.

8 Ocak 2010

Terörizm: AQAP ve Güney Hareketi arasındaki işbirliğinin enerji, kargo ve yabancı diplomatik varlıklara yönelik saldırı riskini artırması muhtemeldir.

24 Aralık 2009 tarihinde Yemen'in güneyindeki Abyan vilayetinde Arap Yarımadası El Kaidesi'ne (AQAP) ait bir eğitim kampına düzenlenen hava saldırısı, o hafta AQAP'a ait olduğu iddia edilen bir yere düzenlenen ikinci saldırı oldu. Yemen ordusu cihatçıları hedef aldığını iddia ederken, yerel halk onlarca sivilin öldüğünü söyledi. AQAP ve Güney Hareketi'nin hükümeti ortak düşman olarak görme ve aralarındaki işbirliğini derinleştirme ihtimali giderek artıyor. Güney Hareketi San'a hükümetinden bağımsızlık isterken, AQAP hükümeti devirmeyi ve yabancıları Yemen'den kovmayı hedefliyor. Böyle bir işbirliği, kuzeydeki Şii Husi isyanının hükümet kaynaklarını cihatçılarla mücadeleden uzaklaştırdığı bir dönemde AQAP'ın enerji, kargo ve yabancı diplomatik varlıklara saldırma kabiliyetini güçlendirecektir.

Ordu son aylarda onlarca Güney Hareketi protestocusunu öldürdü ya da yaraladı. El Kaide'nin 25 Aralık'ta bir ABD uçağına düzenlenen bombalı saldırının sorumluluğunu üstlenmesinden bu yana ABD, CENTCOM komutanı David Petraeus'un Devlet Başkanı Salih ile yaptığı son görüşmelerin de işaret ettiği üzere Yemen'deki güvenlik yardım programının profilini yükseltti. Bu durum ülke içinde Salih hükümetinin ABD'nin bir ajanı olduğu yönündeki algıları güçlendirdi. Yemen'in AQAP'a karşı yürüttüğü kampanya büyük olasılıkla daha fazla sivil kayba yol açacak ve özellikle de AQAP ideolojisini uluslararası cihatçı terimlerden ziyade popülist-milliyetçi terimlerle çerçevelediği için güneylilerin cihatçılara katılımını kolaylaştıracaktır. Devlete karşı potansiyel bir müttefik gören AQAP, güneylilerin davasını desteklediğini ilan etti. Güneylilerin AQAP'a barınak, silah ve istihbarat sağlama olasılığı giderek artıyor ve AQAP'ın saldırı düzenleme ve yakalanmaktan kaçma kabiliyetini geliştiriyor.

Güneyliler muhtemelen petrol boru hatlarına sabotaj düzenleyecek ve Mukalla ve Aden çevresindeki liman ve havaalanlarına erişimi zaman zaman engelleyecektir. AQAP büyük olasılıkla yabancı elçiliklere, orduya ve gurbetçi yerleşkelerine bombalı saldırılar düzenleyecektir. 4 Ocak 2009'da ABD, Fransa ve İngiltere San'a'daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapatarak Batılı elçiliklere yönelik riskin arttığını göstermiştir. ABD büyükelçiliğine yönelik önceki saldırılar arasında roket ve havan topu saldırıları ve 2008'de 16 kişinin ölümüne neden olan bombalı araç saldırısı bulunmaktadır. AQAP için muhtemel enerji hedefleri arasında Total, Hunt Oil ve Nexen'in faaliyet gösterdiği Shihr-Mukalla'daki LNG terminali ve petrol siloları ile Aden ve Ma'rib'deki petrol rafinerileri yer alıyor. İngiltere'nin sponsorluğunda 28 Ocak'ta Londra'da Yemen'e yardım konusunda uluslararası bir zirve düzenlenmesi, bu tarih civarında saldırıların artmasına neden olabilir.

Batı, Körfez ülkelerini olası El-Kaide saldırılarına karşı uyardı

7 Ocak 2010

Kuveyt gazetesi Al-Qabas'ın Perşembe günkü haberine göre, Batı istihbaratı enerji zengini Körfez ülkelerini El Kaide'nin son birkaç ay içinde yeniden toparlanmasının ardından özellikle gemilere yönelik saldırılar düzenlemek üzere olduğu konusunda uyardı.

İsmi açıklanmayan Kuveytli bir güvenlik kaynağına atıfta bulunan gazete, El Kaide'nin bölgede Körfez ve Umman Denizi'ndeki savaş, ticari ve yolcu gemilerine saldırılar düzenlemek üzere eleman yetiştirdiğini belirtti.

Kaynağa göre Batı istihbaratı ayrıca Körfez ülkelerini, başta petrol ve gaz tankerleri olmak üzere gemilerin korunması için güvenlik önlemlerini arttırmaya çağırdı.

Kaynak, El Kaide şebekesinin son birkaç ay içinde Somali ve Yemen'de bozulan güvenlik ortamından yararlanarak yeniden toparlanmayı başardığını ve iki ülkede başarılı bir şekilde komuta ve kontrol üsleri kurduğunu da sözlerine ekledi.

Kaynağa göre Batı istihbaratı ayrıca Körfez ülkelerine Somali'deki yeni El Kaide komuta merkezlerinin isim ve yerlerinin yanı sıra Körfez ülkelerindeki çoğu daha önce bilinmeyen saha komutanları ve üyelerinin isimlerini de verdi.

No items found.